BU SABAH DOĞAN GÜNEŞ
Yıl 1918.
Birinci Dünya Savaşı bitmiş, Dünya harabeye dönmüş, Osmanlı İmparatorluğu bu
savaştan yenik çıkmış, topraklarının büyük bölümünü kaybetmiş, askerleri yok
denecek kadar azalmıştır.
Ülkemiz
zifiri bir karanlığın içine gömülmüştü.
Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla İmparatorluk parçalanmaya
başlamış, padişah canı ve malının kaygısına düşmüş… Düşman gemileri rahatça
boğazı geçerek başkent İstanbul’u işgal etmişti. Genç komutan Mustafa Kemal bu duruma
karşı koyarak emrindeki askerleri teslim
etmemek için direniyordu. Bu tutum hükümeti çok kızdırmış, Mustafa Kemal’in
emrindeki ordular dağıtılmıştı.
Düşman gemileri teker teker boğaza
girmekteydi. Halk çaresizlik içinde karanlığın denizinde boğuluyordu.
Bir yürek, vatan sevdasıyla yanan bir yürek
; “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER!” diye gürlemişti. Bu ses küçücük bir ışık sızıntısıydı o zamanlar
karanlığın perdesini aralayan… Mustafa
Kemal’in sesiydi bu ses, karanlığın
denizinde boğulan, dağlanan yüreklere su
serpen…
Karanlıklar
içinden, karanlıkları getirirken ülkemize düşman gemiler, bir gemi yol aldı 16
Mayıs 1919 sabahı İstanbul’dan Samsun’a doğru. İçinde inanç vardı, umut vardı,
ışık vardı o geminin. İçinde; “Karanlıkları dağıtıp ışığa kavuşacağız !” diyen
bir ses vardı, çare vardı… İçinde MUSTAFA KEMAL vardı o geminin.
Bandırma
Vapuru’ ydu adı… Harap, çökük gibi görünmesine karşın çare yüklüydü. Karadeniz’in
hırçın dalgalarını yara yara yol aldı ağır yükü, köhne haliyle.
Varmalıydı Anadolu’ya tez elden. Kurtuluşa
ulaşılmalıydı. Çıkmalıydı karanlıklar aydınlığa bir an önce.
Esir olmak ne demekti? Tatmamalı,
bilmemeliydik; özgürlüktü karakterimiz, hep özgür kalmalıydık.
Ama çaresizdik.. İstanbul Hükümeti gözden çıkarmış, çoktan unutmuştu halkını.
Çare kimdi, çare nerde idi, bilmezdik o zaman. O çare ki adı tarihe yazılı
şimdi, Karadeniz’de yol alıyordu.
Yol uzun, yol karanlık, dalgalar
zorlu,Karadeniz hırçın, yük çoook ağır. Bir memleketin umudu yüklü.
Yol aldıkça gemi ufuk ağarmaya başlıyor, ışığı,
umudu görüyordu gemidekiler, ışığı, umudu yansıtıyordu. Kıyıda bekleşenler
umudu, ışığı görüyordu gemide. Gemi kıyıya yaklaştıkça yürekler hızla atmaya,
kurtuluş heyecanı sarmaya başladı herkesi.
Bir ışık yayıldı birden, Samsun kıyılarından
Anadolu’ya doğru. Güneş doğmuştu. 19 Mayıs sabahı; MUSTAFA KEMAL doğmuştu.
Bu gün 19 Mayıs , Mayısın 19’u.
Cumhuriyetimiz 92 yaşında, sonsuza dek
sürecek. Özgürlüğümüz de öyle. Bizi güneşiyle aydınlatan kurtuluşa götüren bu bayramı, TÜRKİYE
CUMHURİYETİ’ni emanet ettiği biz gençlere adayan MUSTAFA KEMAL’imizi unutmadık, hiç unutmayacağız.
MUSTAFA KEMAL’le Atamızla beraber, TÜRKİYE
CUMHURİYETİ doğmuştu 19 Mayıs 1919 sabahı. Doğum günün kutlu olsun Atatürk’üm,
doğum günümüz kutlu olsun!
19
Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!...
19 .05.2015
GÜNAY UZUNER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder