18 Aralık 2011 Pazar

İNSAN,İNSAN VE DOĞA -1

         Doğa; fiziksel dünya, evren, varlıkların ve nesnelerin tümüdür. Canlı varlıkların yaşamsal bağlarla bağlı oldukları, etkilendikleri mekan olan doğa . günümüzde insan eliyle büyük değişikliğe uğramış; kendi özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiş bulunmaktadır.

       İnsan; doğanın bir parçası, düşünebilen akıllı canlıdır. Alet yapar,  kullanır, aklı ve düşünme yeteneği sayesinde kendini yönetir. Bilgi edinir, bilgisini genişletir, doğaya dolayısıyla  diğer canlılara ve hemtürlerine egemen olur. Eğitilen insan bu gelişimini daha da büyüterek evrenin tek hakimi olur.

      İnsan doğaya iyi ve kötü yönleriyle egemen olan güçlü ve gücünü akıllıca ve akıl körlüğüyle  kullanan ilk ve tek canlıdır.        

        Mevsimler ezberlediğimiz özelliklerine pek de uymayıp oyun bozanlık yapıyorlar. İnsanlar ekolojik dengeyi sarstıklarından, kışları artık buralarda karı göremiyoruz, ya da sonbaharda hala kavurucu sıcaklar hüküm sürüyor; haziran ayında üşüyebiliyoruz.

      İnsanlar doğada ilk var olduğu günlerde bir yandan doğa ile mücadele ederken, bir yandan da iklim koşullarının zorluklarını aşarak, vahşi hayvanlarla savaşarak yiyecek ve giyeceklerini temin ettiler. Ateşi bularak soğuktan korunup gecelerini aydınlattılar.

       Barajlar yapıp akarsuların deli dolu gidişatını dizginleyerek sulama yapıp elektrik ürettiler. Güneşin yakıcı sıcaklığından korunma yolların, güneş ışınlarından yararlanmayı, doğanın gücünü kendi lehlerine çevirerek güneş enerjisinden yaşamın çeşitli alanlarında yararlanmayı da  başarmışlardır.

      Ormanları yok edip, kuraklık sağladılar, bunun yanı sıra da suni yağmurlarla da verimi arttırarak kuraklığı önlediler.

     Doğa içinde bulunan canlı ve cansız varlıklarıyla bir bütündür. Bu bütün içinde adını dahi bilmediğimiz milyonlarca canlı türü yaşamaktadır. Canlılar yaşamlarını sürdürürken kendi türlerine ihtiyaç duydukları kadar, yaşadıkları çevrede başka canlılara ve cansızlara gereksinim duyarlar.

      Son iki yüzyılda insan nüfusu hızla artmıştır. Nüfusun beslenme, barınma ihtiyaçlarını gidermesi, yani yaşam kavgasını sürdürmesi sırasında doğa tahrip edilmiş; doğal hayat zarara uğramıştır. Bu zararın boyutlarının giderek büyümesi önlem almayı zorunlu kılmıştır.

      Yeryüzünde var olan canlılar içinde çevresini olumsuz yönde en fazla etkileyen, değiştiren canlı insandır. Ekolojik açıdan insan ve diğer canlılar arasındaki en önemli fark, tüm canlıların mevcut çevre koşullarına uyum göstermesine karşın, insanın bu koşulları amaçları doğrultusunda kontrol altına alma yeteneğine sahip olması, bu yeteneği faaliyete geçirmesidir.

       İnsanlar öyle bir güce sahiptir ki dünyanın yaşam koşulları zor olan bölgelerinde kutuplarda, buzullarda, çöllerde kendilerine yaşayabilecekleri ve üreyebilecekleri ortam elde etmişlerdir. Doğal şartlar ne kadar ağır olursa olsun, sel, fırtına, sıcak, soğuk her koşulda doğaya karşı savaş vererek; yaşamlarını devam ettirip bu savaşı kazanmışlardır.

       İnsanlar kendilerini o kadar geliştirmişlerdir ki uzaya açılarak, yerleştirdikleri uydularla atmosferde gerçekleşen hava olaylarını gözlemleyerek tahminden çok öngörüde bulunmaktadırlar; böylelikle hava olaylarının şiddetini ve yönünü, etkileyebileceği alanları bilerek ona göre tedbirler alabilmekte, can ve mal kaybını önleyebilmektedirler.

        Yeryüzünde gelişen doğal olayların sebebini bilimsel araştırmalar sonucu öğrenmişler, doğayı ve kendilerini korumak adına birçok önlemler almış; doğanın kendi kendini yenilemesi yüzlerce, hatta binlerce yıl sürdüğünü bile bile ya da bilinçsizce yeniden yeniden ve ısrarla doğayı tahrip etmekte, yok etmekte ve inşa etmektedirler.

       Doğanın kendisine bahşettiği naturasında yer alan düşünce gücüyle düşünen, düşüncesini birbiriyle etkileşerek, aktarımları değerlendirerek, örnekleri çoğaltarak, sorarak sorgulayarak, araştırarak ve okuyarak geliştiren insanlar, tarihsel süreç içinde her zaman bir güce sahip olmuşlardır. Bu güçle eğitimli, uygar olmanın yanı sıra uygarlığın getirdiklerini doğaya özellikle de hemtürlerine karşı kullanarak egemen olmanın savaşını vermişlerdir. Hiç kuşkusuz ki bu böyle sürecek gibi gözüküyor...

 Günay UZUNER                
  03.05.2002                    

6 yorum:

  1. Hayat yolculuğu çok güzel işlenmiş. Bir sayfaya tüm çağlar sığdırılmış ve savaşçılar yazının içine çok güzel gizlenmişti.Çok sevdim ve düşündüm.Düşündürttüyse de ki aksiimkansız.Amaca ulaşılmıştır.Yüreğe saygım ve her daim sevgilerimle Hocam...
    Mustafa Çalışkan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. seni burada bulmak ne güzeldi, bu yazılarımın arasında gizlenmiş yazımın okunma zamanını beklemek için gizlenen yorumunda. Hayatımın yolculuğunda zaman zaman rastlaşmak iyi geliyor be mustafa kardeş... Benden de sevgiler...

      Sil
    2. onun mustafa oldugunu nerden biliyon loooo

      Sil
    3. yukarıya bakarsan mustafa yazıyor yorumda looo da en adsız kaldın yorumda seni bilemedim :)

      Sil
  2. gerçekten mükemmel münazaram vardı ne yapacağımı bilmiyordum bu siteyi bulmam çok iyi oldu çok sağ olun harikasınız.. :):)

    YanıtlaSil
  3. bu yazı dört seriden oluşuyor, bir münazara için yazmıştım, güncellemek gerekiyor, Ademden bu yana şiirim de bu seriyi tamamlıyor, başarılar umarım faydalı olmuşumdur :)

    YanıtlaSil